Alışveriş Merkezlerimiz Zombi İstilasına Hazır Mı ?










Büyük felaketlerin en sevimsiz özelliklerinden biri de, çok nadiren ve hiç beklenmedik bir zamanda gerçekleşmeleri. Bu özellikleri yüzünden, ter kokusu gibi çok daha küçük sorunlara karşı hazırlanmayı gündelik rutinimiz haline getirebilirken, hayatımızın en az aynı miktarda gerçeği olan büyük felaketleri hızla unutuyor, farkında bile olmadan onlara karşı önlem almayı gündelik rutinlerimizin dışına itiyoruz. Zombi istilası da bu konuda bir istisna değil. Evet belki bugüne kadar böyle bir felaket en azından ülkemizde hiç yaşanmadı ama bu bundan sonra yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Alışveriş merkezlerinin her türlü zombisel aktivitede azami önem arz ettiği ise hepimizin bildiği bir gerçek. Biz de bu doğrultuda, İstanbul'un alışveriş merkezlerini sizin için tek tek dolaştık ve ayrıntılı bir rapor hazırladık. Maalesef durum pek iç açıcı değil.










Vialand


En az 15m genişliğindeki koridorları, her tarafı açık yapısı, farklı yerlerden farklı kotlardan yaya ve araç girişi için 10'dan fazla giriş çıkışı olması, içinde çok büyük açık alanlar bulundurması... Bu merkezin eksikleri saymakla bitecek gibi değil. Gölete bakan dördüncü kat terası keskin nişancıya kısa bir süre için eğlence sağlayabilir ama arkasını en az 4 kişi korumuyorsa eğlencesi oldukça kısa sürecek demektir.


Günlerin sonunu burada görecek arkadaşları bir görkemli direniş değil, kısa sürecek bir kıyım bekliyor. Tamamı otomatik saldırı tüfekleri ile donatılmış elit bir manganın bile 10 dakikadan fazla hayatta kalması mümkün değil.


Sonuç: *









Cevahir


Az sayıda giriş çıkış, nispeten dar koridorlar, ses yansıtan alçak tavanlar, zombilerin saklanması için elverişsiz dar havalandırma kanalları... Açıkçası etkilenmemek mümkün değil. Tabi ki ideal değil ama, yeter miktarda cephane, biraz dikkat ve biraz da şans ile büyük bir zombi saldırısından sağ çıkmanız şiddetle olası. Atriumun üstündeki saatin servis köprüsü keskin nişancı için muhteşem bir pusu noktası olabilir. Food court katındaki taraçaları da kurtarma helikopterlerinin kilometrelerce öteden görebileceği devasa smayliler ya da "aşşaaalık zombiler" gibi mesajlar yazmak için kullanabilirsiniz.


Sonuç: ****









Kanyon


Atmosfere açık koridorlarına rağmen, Vialand'a göre kontrol etmesi çok daha kolay. Otopark girişleri ile yaya girişleri birbirine yakın. Tek bir kişi, iyi bir konumlanma ile kuzey tarafındaki hem yaya, hem otopark girişini kontrol edebilir. Güneydeki otopark ve yaya girişi için de keza bir kişi yeterli. Ama Kanyon'u üstün yapan, stratejik uygunluğu değil. Hatta içine doğrudan metro girişi olması nedeni ile, stratejik anlamda bir gemi enkazı demek abartılı olmaz. Ama bu merkezde oldukça kilit mağazalar bulunmakta. Mesela en üst kattaki Intersport. Burada hokey veya beyzbol sopası ve sair ekipmanlar temin edip kendinizi korumak için kullanabilirsiniz. MAC'in duşlarında gündelik hijyen ihtiyaçlarını karşılayabilir, Starbucks'ta kahvenizi yapıp, günlerin sonundaki günlere dinç ve dinamik bir şekilde başlayabilirsiniz. Tabi bunları yaparken birilerinin nöbet tutuyor olması gerektiğini herhalde belirtmemize gerek yok.


Asıl bu tesissin bünyesinde Harvey Nichols, Macrocenter ve Virgin Radio vericisi de bulunmakta ki bu, bizce, skoru oldukça değiştiriyor. Bir düşünün: direnişin son günlerini yaşıyorsunuz... Müziğin sesi sonuna kadar açık, Kanyon'un tavansız koridorlarının harika akustiği ile "A Kiss to Build a Dream On" yankılanıyor, Louis Armstrong'un sesinden, tekrar ve tekrar ve tekrar... Aynı zamanda ulusal bir radyo olan Virgin'in yayın odasına girip, müziği durdurduktan sonra mikrofona eğilip, karamsar bir ses tonu ile "Çok uzun zamandır savaşıyoruz ve hepimiz sayısız sevdiklerimizi kaybettik. Ama yalnız değilsiniz... Ve eğer bu yayını dinliyorsanız, direniş sizsiniz." diyorsunuz... Nasıl? İnsanın neredeyse canı zombi istilası çekiyor, değil mi?


Hayatta kalmak isteyenleri birinci tercihi olmamalı, ama kesinlikle bir duruşu var.


Sonuç: *****









Torium


Buraya kadar gelebildiyseniz, alışveriş merkezinin mimarı uygunluğundan bağımsız olarak, zaten büyük ihtimalle hayatta kalacaksınız demektir. Kim nasıl gelecek Torium'a? Normal insan normalde zor geliyor, zombi nasıl gelecek? Metrobüse mi binecek? Akbil mi basacak?


Sonuç: ***









Kozzy


Borg'larda bir söz vardır. "Resistance is futile" derler. Kozzy işte bu. Labirent gibi koridorlar, her taraftan fırlayan ıncık cıncık şeyler, kaçmayı koşmayı zorlaştıran, hatta imkansızlaştıran engebeler. Toktağan kalabalık, ve çocuklar. Neyse ya. Boşverin, çok dert edinmeyin bu saatten sonra. Olmuşa çare yok. Temiz gitmeye bakın.


Sonuç: **









City's


Nereden başlasak bilemiyoruz. Az aydınlatma, dar koridorlar, az giriş çıkış, ince uzun bir yapı, en üst kattan bakınca en alt kata kadar tüm katların ve tüm merdivenlerin göründüğü eşsiz bir mimari. Bu alışveriş merkez sanki alışveriş için değil, zombi istilası için yapılmış! Tam bir kale! Sadece tek bir kişi, en üst katta ve iyi bir silahı olmak kaydı ile tüm tesisi rahatlıkla kontrol edebilir çünkü bulunduğu noktaya ulaşmanın tek yolu yan yana iki kişinin zor geçebildiği daracık ve korumasız yürüyen merdivenlerle 5 kat çıkmak. Burada sıkılmak, zombilerden daha büyük bir derdiniz olacak.


Sonuç: *****









Evet, bu dosyamızı da sonlandırırken, her zaman işinize yarayacak bir kaç ipucu vermek istiyoruz. Olası bir zombi istilasına karşı her zaman her tarafı açık alanlardan uzak durun, içine bir zombi sığacak veya daha büyük boyutta (örn. çikolata şelalesi standları, bardakta mısır standları, vs.) hiçbir şeye çok yakın geçmeyin, ses çıkarmayan yumuşak tabanlı kaymayan ayakkabılar giyin, food court'taki dükkanların mutfakları gibi etrafta çok fazla kesici ve engebe bulunduran mekanlardan uzak durun, soğuk kanlı olun, ve karşıdan öz kardeşiniz bile olsa kaçın. Kardeşiniz normalde de topallayan biriyse, tebrikler, insanlık tarihindeki ilk, ve muhtemelen son apokaliptik ahlaki ikilemi keşfettiniz. Yemin ederiz bravo. Bir de gözünüz sevelim bodrum katlardaki otoparklardan uzak durun. Hiç mi film izlemiyorsunuz?