Children of the Corn (1984)
Yönetmen: Fritz KierschSenaryo: Stephen King (Kısa Hikaye), George GoldsmithYapım: 1984, ABD Süre: 93 DakikaOyuncular: Linda Hamilton, Courtney Gains, Peter Horton, R.g. Armstrong, Anne Marie McEvoyGenç bir çift kendini, soyutlanmış bir toplum olan Nebraska, Gatlin’de kapana kısılmış bulunca, kentin bütün yetişkinlerinin, gizemli bir mısır tarlası tanrısına tapınan sapkın çocuklardan oluşan dinsel bir kült tarafından katledildiğini keşfeder. Çift, ergenliklerindeki bu bağnazların gaddarlığından kaçabilecekler midir, yoksa ‘Mısır Tarlası Tanrısının’ bir sonraki kan adağı mı olacaklardır?Bence bu çok iyi bir film, çünkü: Daha hiçbir şey görmeden bile müziklerin bu film için çok önemli olacağını hissediyorsunuz. Jonathan Elias tarafından yapılan hafifçe elektronik yeni dalga 80’ler orkestrasyonu bir yana, film ayrıca, hem filmin konusuna uygun, hem de sahnede olan olaylarla eş zamanlı bir biçimde korkutucu bir çocuk korosu ile müziklendirilmiş.Bu filmi, 80’lerin korku filmlerinin çoğundan ayıran, illa ki kan olacak diye tutturmaması. Evet cesetler ve katliam sonrasıyla yüz yüze geliyoruz fakat ‘gösterme ima et’ mantığıyla balta, testere veya herhangi bir delici aletin bedenleri delip geçtiğini görme ihtiyacından gelen takıntı ortadan tamamen kaldırılmış ve sonuçta ortaya daha büyük bir korku çıkmış.Isaac’in Gatlin şehrine koyduğu kurallardan memnuniyetsiz bir çocuk olan Joseph, kaçmaya çalışır ama yakalanır. Burada tüm gördüğümüz, giderken yanına almayı planladığı bavula öldürülürken damlayan birkaç damla kandan ibarettir. Filme, akışı zaman zaman hayal gücüne bırakan bir deneyim olarak bakılabilir. Yönetmen Fritz Kiersch, kurbanlara yapılabilecekleri izleyicilere hayal ettirdiği zaman, takdir edilmeyi hak ediyor. Isaac’ın bu katliamının başka bir örneği, filmin başındakinden üç yıl öncesinde gerçekleşiyor. Bir annenin ölümünü telefondan duyuyoruz ve babasının kanının oğlunun yüzüne sıçradığını görüyoruz. Bu filmi harika yapan çoğu şey, görünüşte terk edilmiş bu şehirden geçmeye çalışan çifti gördüğümüz zaman tırmanan gerilimden ileri geliyor.Kiersch’in film ilerlerken gerilimi yükseltmek için kullandığı en etkili tekniklerden bir tanesi de kimliği bilinmeyen ama sübjektif bir bakış açısından çekimler kullanması… özellikle çocukların onları yakalamak için peşlerinde olduklarını anladıktan sonra. (Bunu Evil Dead filminin açılış sekansından hatta Jaws filminin birçok sahnesinden hayal edebilirsiniz) Kirden kahverengileşmiş kırık bir pencereden içeri giren bir çekim var, birinin bir çöp kutusunun arkasından dikkatle bakmasıyla ilgili bir çekim var, Joseph takip edilirken düşük açılı mısır tarlası çekimleri var. Filmin 39’uncu dakikasına kadar genç çift, bütün olayların gerçekleştiği şehre girmediği için ve hatta girişlerinden sonra akışın yavaş ilerlemesiyle, yönetmen zamanı da kendi avantajına kullanmış. Film boyunca şehrin boşluğunu anlatmak için bol bol geniş açılı çekimler de var.Sesli ve görsel efektler kesinlikle nefes kesen cinsten. Zaman atlaması gibi görünen çekimler, Tanrı’nın gazabını simgeleyen hırçın rüzgar ses efektleriyle beraber bolca kullanılıyor. Filmin sonuna doğru, film içindeki en şeytani sesleri duyuyoruz (benim naçizane düşünceme göre). Derin, rahatsız edici ve aşırıya kaçmadan korkutucu. Ve şehrin bütün çocuklarının en psikotik olanı Malachi, tam bütün bu çılgınlıktan kaçacakken Isaac ona bu sesle konuşuyor ve korkunun kapılarının açılmasına neden olan sözleri söylüyor: “Seni de istiyor, Malachi. Seni de istiyor.”Spoiler’a girmeden yazıyı şöyle bitireyim; Stephen King ve ele geçme/şeytan sinemasının meraklıları için bu film bir başyapıt..Son olarak şu bilgileri de vereyim; Stephen King’in ‘The Night Shift’ adlı romanındaki kısa öykü olan ‘Children of the Corn’dan uyarlanan bu film usta tarafından hiçte beğenilmemişti. Hatta King’in filmden nefret ettiği söyleniyordu. Ayrıca 1984 yılından sonra birçok devam filmi çekilen yapımın, Donald P. Borchers yönetmenliğinde çekim aşamasında olan birde yeniden çevriminin olduğunu da ekleyeyim. Olmasaydı şaşardık zaten değil mi?!..
Children of the Corn (1984) Trailer
Children of the Corn 2 : The Final Sacrifice (1992)
Children of the Corn 2 : The Final Sacrifice (1992) Trailer
Children of the Corn 3 : Urban Harvest (1995)
Üçüncü filmi de aynı şekilde ileri sararak izlemek için başına oturmuştuk, ancak, şaşırtıcı bir şekilde film bizi sardı Öncelikle, başroldeki çocuk (Eli Porter) çok ama çok iyi bir performans sergiliyor (Enteresandır bu aktör başka hiç bir filmde oynamamış daha sonra). Bir TV korku dizisinin en başarılı bölümlerinden biri havasında seyreden film, son derece güçlü ve enteresan doğaüstü Grand Guignol sahnelerine sahip. İkinci film gibi değil, neredeyse Hellraiser çıtasında! İlk filmdeki Lovecraft esansı bu filmde adeta vites değiştirerek John Carpenter seviyesine çıkmış! Takdir edersiniz ki, direk VHS’ye sürülen, bir ”üçüncü” film için, oldukça etkileyici bir durum bu.Children of The Corn III, ikinci filmi hiç kaale almadan yapılmış bir film. Bu çok önemli. Dahası, neredeyse birinci filme bile pek sırtını yaslamıyor diyebiliriz. Film, adeta aynı hikayeden bambaşka hikaye çıkarmış. Hikaye şöyle: İlk filmdeki korkunç olayların geçtiği Gatlin kasabasından iki kardeş, Chicago’ya bir çiftin yanına üvey evlat olarak verilirler. İki kardeşten büyük olanı, okul hayatına ısınıp yeni arkadaşlar edinirken, içindeki şeytan gözlerinden okunan küçük kardeş beraberinde getirdiği mısırlarla arka bahçede yeni bir mısır tarlası yetiştirmeye başlar!…Yanlış anlaşılmasın, tabii ki bazı çok zayıf, klişe ve gülünç detaylar filmde bolca mevcut. Ama direk VHS’ye sürülmüş bir b-filmden bekleyebilceğiniz enerjinin çok fazlasını bu filmde bulacaksınız.İnternette de şöyle bir dolanınca Children of The Corn hayranlarının bir çoğunun 7 filmlik bu çılgın serideki en sevdikleri filmin bu 3. film olduğunu görüyoruz.Benim bu filmi bu kadar sevmemde şüphesiz 2. filmden sonra son derece düşük beklentilerle başına oturmamın etkisi büyük. Ancak hakikaten ilk filmle beraber izlendiğinde bile neredeyse bu film galebe çalıyor. Children of The Corn III’ü, Hellraiser, Candyman, Friday the 13th, Nightmare on Elm Street vePhantasm gibi diğer popüler korku filmi serilerinin 3. filmleriyle karşılaştırınca, bu filmin değerini daha iyi anlayabilirsiniz.Şunu da ekleyelim, muhtemelen çocuklarla uğraşacak durumu olmadığından bu film direk 18 yaşında gençleri bize ”çocuk” olarak yutturmaya çalışan bir film. veya artık film kendi adını hiç umursamadan direk gençleri toplamış kadrosuna…Bununla beraber, Charlize Theron’un ilk uzun metraj rolünde, sadece birkaç saniye göründüğü bu filmde, bacaklarının arasına bir canavar kolu (Tentacle: Lovecraft yaratıklarındaki ve ahtapotlardaki gibi ince ve uzun bir kavrama organı) girerek ölmesi de filmin göğsüne bir rozet daha takmış ilkiyle beraber izlenince, korku filmi hayranları için son derece keyifli bir seyirlik olan Children of The Corn III’ü herkse tavsiye etmem mümkün değil. Ancak türünün meraklılarının kalbine yakın bir yer edineceğini sanıyorum.
Children of the Corn 3 : Urban Harvest (1995) Trailer
Children of the Corn 4 : The Gathering (1996)
Greg Spence 'ın yönettiği ve Naomi Watts , Brent Jennings ve Karen Black 'in rol aldığı 1996 yapımı bir Amerikan korku filmidir. Ayrıca serinin dördüncü filmidir. Nebraska 'daki yaşadığı kasabaya dönen tıp öğrencisi burada çocukların kasabanın geçmişine bağlı gizemli bir kitlesel hastalığa yakalandığını görür.Film, “Satırların arkasından yürüyen” in kökeni üzerinde duruyor. Grace Rhodes 'ın agorafobik olan annesi June, çocuklar tarafından saldırıya uğradığı tekrarlayan kabuslar görmektedir. Grace ayrıca küçük kardeşleri James ve Margaret ’a de bakmak zorundadır. Larson ’un yerel kliniğinde daha önce çalıştığı bir işte tekrar çalışmaya başlar. James ve Margaret hastalanır ve hastalıkları June 'ın rüyalarındaki çocuklara benzer semptomlar sergilemektedir. Ertesi gün, Dr. Larsen ofisinde çalışırken Grace, diğer birçok çocuğun da aynı semptomlara sahip olduğunu fark eder. Gece boyunca, kasabadaki tüm çocukların, ateşleri yükselip kötüleşir. Sonra ateşleri aniden düşmeye başlar. Donald ve Sandra Atkins, oğullarının Marcus 'un garip davrandığını fark eder. Bir gece, bir çocuk grubu, evlerine gelir ve Sandra 'yı, Marcus 'un gözleri önünde öldürürler. Polis gelir ve Donald 'ı sorgulamaya başlar; Marcus bir mısır tarlasının derinliklerine doğru kaçar ve şerif onun peşinden gider ve tarlanın içerisinde çocuk vaiz tarafından öldürülür.Karısının cinayetinde şüpheli olan Donald fırsat bulduğu anda kaçar ve saklanmak için iki yaşlı kız kardeş olan Jane ve Rosa 'un evine gider. Çocuklar kendi isimlerine cevap vermeyi bırakıp başka biri olduklarını iddia etmeye başlarlar.Uzun süredir kasaba da ikamet eden Dr. Larson,bu çocukların geçmişte ölmüş olan çocukların isimlerini kullandıklarını anlar. Larson bir gece ofisine gelen iki çocuk tarafından öldürülür. Grace ertesi gün geldiğinde, Dr. Larson ortada yoktur ve çocukların kan testleri açıklanamayan çürüme belirtileri göstermektedir. June, o gün gördüğü tekrarlayan kabusun gerçekten gerçekleştiğini keşfeder ve Evinden kaçıp eski bir ahıra girer. Burada çocuk vaiz tarafından yakalanır ve öldürülür, ardından çocuklar bu ahırda toplanmaya başlar. Grace, Dr. Larsen ’ı bulmak için evine gitmeye karar verir. Donald onu silah zoruyla Jane ve Rosa 'nın evine götürür. Rosa, çocuk vaiz Josiah 'ın yerel bir kadının piç oğlu olduğunu gezgin vaizlerin onu yetiştirip ve çok yetenekli bir vaiz yaptıklarını. Yıllar geçmesine rağmen , Josiah hiçbir zaman çocukluktan çıkmadığını.Gezgin vaizler, büyümesini engellemek için ona cıva verdiklerini delirince onu terk ettiklerini. Josiah vaizleri öldürüp ve kasaba halkının onu canlı canlı yaktıklarını ve kalıntılarını bir kuyuya attıklarını anlatır. Bu arada, Grace 'in en iyi arkadaşı olan Mary Anne, klinikte bir çalışırken Josiah tarafından saldırıya uğrayıp öldürülür. Grace ve Donald kliniğe dönüp Margaret 'in kayıp olduğunu ve Josiah 'ın zayıflığının cıva olduğunu öğrenirler. Margaret, James, Marcus ve diğer çocuklar ahırda toplanır ve Josiah 'a kanlarını sunarlar Marcus hemofiliktir , bu yüzden Marcus kan kaybından bayılır. Margaret, Josiah 'ın yeniden dirildiği kan havuzunun çekilir. Donald, kurşunlarından ikisini cıva ile doldurur ve silahını Grace 'e verir. Ardından Donald ve Grace ahıra gidip yağmurlama sisteminin içerisine cıva dökerler. Donald, Marcus 'u ahırdan gizlice çıkarıp kanamasını durdurur, fakat diğer çocuklar arabasının çevresini sarıp onu öldürmeye çalışırlar. Bu sırada Josiah, Grace 'e saldırır, ancak Grace onu bir cıvalı mermi ile vurur. Daha sonra June 'un ve Dr. Larsen 'ın cesedini bulur. Josiah ona tekrar saldırır, ancak Grace onu cıva ile yıkacak olan fıskiyeleri harekete geçirir. Ardından Grace onu kendi tırpanıyla öldürür. Böylece diğer Çocuklar Donald 'ı öldürmeye çalışmayı bırakıp normale dönerler. Grace suyun içindeki Margaret 'i bulur ve canlandırmayı başarır. Kurbanların cenazesinden sonra Grace, Margaret, James, Donald ve Marcus Nebraska 'dan ayrılırlar ve film böylece sona erer..
Children of the Corn 4 : The Gathering (1996) Trailer
Children of the Corn 5 : Fields of Terror (1998)
Orta Amerika 'da bir grup genç yollarını kaybeder ve unutulmuş çocukların "Satırların Arkasında Yürüyen" hizmet ettikleri Divinity Falls adında bir kasabaya varırlar. Gençlerin şehir dışına çıkmak için bir haftadan az zamanları vardır. Ancak, arkadaşlarının kaybolması ve arabalarının yakılması nedeniyle kasabada mahsur kalırlar. Alison, kendinin çocukların kurtarıcısı olduğunu düşünen Luke Enright tarafından evlat edinilmiş gençlerin "Satırların Arkasında Yürüyen" e tapındıklarını öğrenirler. Ağabeyinin de aralarında olduğunu hatırladıktan sonra, Alison ve arkadaşları bu tuhaf tarikatın ardındaki gerçeği keşfetmek için Enright' ın çiftliğine gitmeye karar verirler. Çiftliğe vardıklarında , çocukların lideri Ezekial tarafından durdurulur. Ezekial, onlara özel mülkte olduklarını ve ayrılmaları gerektiğini söyler. Kısa bir tartışmadan sonra, Alison 'ın sonunda Luke 'la görüşmesine izin verirler.. Luke kardeşinin çiftlikte ve iyi durumda olduğunu söyler. Kardeşiyle görüşmesi için izin verir. Jacob, Alison 'a çiftlikten ayrılmak istemediğini Lily adında bir kızla evlendiğini ve çocuğuna hamile olduğunu söyler. Alison ve arkadaşları çiftlikten ayrıldıktan sonra Ezekial, her yıl 18 yaşına giren gençlerin mısır silosunda yakılarak "Satırların Arkasında Yürüyen" e kurban edildiği bir töreni tekrar düzenler. Kurban edilmesi için Jacob seçilir, Jacob bunu kabul etmez. Ezekiel, Jacob 'un inançsız olduğunu söyler. Jacob ayrılmaya çalıştıktan sonra, Kir gelir ve kendini kurban etmeyi hazır olduğunu söyler. Siloya tırmanır ve ateşin içerine atlar.Grubun geri kalanı şehirden ayrılmak ister, ancak Alison Jacob olmadan ayrılmayı istemez. Alison, Jacob ’ın İncil’de bıraktığı gizli mesajı okur. mesajda "Yardım" istediği yazmaktadır. Alison, Jacob ’ın kaçmak istediğini anlar. Luke ve Ezekial 'ı durdurmak için şerifin yardımını ister. Şerif, itfaiye yardımıyla yanan siloyu söndürmeyi ve Luke 'u tutuklamaya çalışır. Siloyu söndürmeye çalışırken, alevler canlanır ve iki itfaiyeciyi öldürür. Bu sırada Luke 'un başı açılır bir alev patlamasıyla kendini ve şerifi öldürür. Ezekial, Luke 'un yıllardır zaten ölü olduğunu söyler. Alison arkadaşlarıyla çocuklar arasında bir savaş patlak verir. Alison, Ezekiel tarafından kendisine itaatsizlik ettiği için için yakalanmış kardeşini nihayet bulur ve kardeşi ölmeden önce ona silodaki ateşi nasıl durduracağını söyler. Alison 'un arkadaşları öldürülmüştür. Ezekial, Alison 'u da öldürmeye çalışır, kısa bir mücadeleden sonra Alison, Ezekial 'ı siloya atar Ezekial yanarak ölür.Daha sonra ateşi ateşle söndürmek içine gaz yağı ve suni gübre atar. birden bir patlamada oluşur ve ateş söner. Alison daha sonra Lily 'nin evine gider. Lily 'nin ailesi Lily 'nin bir bebek yetiştirmeye hazır olmadığını ve Lily de Alison 'un bebeği evlat edinmesinin en iyisi olduğunu söyler. Alison bebeği şarkı söylenerek teselli ederken bebeğin gözlerinin içinde silo ateşinin yeşil-turuncu ışığı görülmektedir. ve film böylece sona erer.
Children of the Corn 5 : Fields of Terror (1998) Trailer
Children of the Corn : 666 Isaac's Return (1999)
Orijinal Gatlin mısır kültünden doğan ilk çocuk olan Hannah, gerçek annesini bulmak için Gatlin kasabasını ziyaret eder. Yolda, arabası bozulan Zachariah adında bir vaizi arabasına alır. Vaiz. ona isminin kökeninden bahseder ve sonra birden bire ortadan yok olur. arabayla yoldan çıkıp yanlışlıkla bir mısır tarlasında girdikten sonra, yanına bir kadın şerif gelir ve Hannah 'yı kasabadaki bir hastaneye götürür Bu hastanede Isaac komaya girmiş şekilde yatmaktadır. Hannah, Isaac 'in kehanetlerinden bahseden garip bir hastayla karşılaşır. Hastaneden ayrılıp seyahatine devam ettikten kısa süre sonra, gizemli bir kamyonet onu yoldan çıkarmaya çalışır. Hannah, arabasını garip bir motelin önüne çeker.Motelin ofisinde, sevgilisi olan bir çift gençle tanışır, kızın erkek arkadaşı Matt ona bir oda verir. Ertesi sabah, Hannah motelden ayrılırken arabasını etrafında gençlerden oluşan toplanmış küçük bir kalabalık vardır.bu sırada Isaac 19 yıllık uzun uykusundan uyanır ve bir oğlu vardır. Hannah, hastaneye geri döner kayıt odasında gösterir doğum belgesini aramaya başlar.Karanlıkta, Jake, baltayla onu neredeyse öldürecekken. Gabriel, Jake 'i durdurur ve onu odasına geri götürmek için Hannah'yı yalnız bırakır. Yalnız iken, Hannah onun doğum sertifikasını duvara bir orakla saplı olarak bulur.Gecenin bir yarısı garip bir kadın moteldeki yatağında yatarken Hannah 'ya dokunmaya çalışır, ancak Hannah 'nın uyanık olduğunu anladığı zaman oradan ayrılır. Hannah, kamyonetini gördüğünde onu yoldan çıkarmaya çalışan kişi olduğunu anlar.Kamyoneti mısır tarlasının ortasına kadar kadar takip eder, oradaki pala taşıyan başka bir garip genç. ona kamyonetin sahibinin doğum belgesinde de adı yazan Rachel Colby olduğunu söyler. Hannah, Motel odasındaki duşun duvarına yazılan "GET OUT OR DIE!" Kelimelerini keşfeder. bu sırada Rachel kilisede Isaac ile yüzleşir. Rachel 'ın kocasının kendini Amos 'a kurban etmiştir ve Rachel 'ın kızını korumak için ölmüş gibi gösterdiğinden şüphelenilmektedir. Isaac onun ihaneti için cezalandırılacağını söyler. Rachel daha sonra Dr. Michaels ile görüşür.ve ona Isaac ’i durdurmak için ne gerekiyorsa yapmasını söyler. Michaels hastaneye geri döner lavabonun tıkandığını ve açık olan suyun zeminin her tarafına aktığını görür. Isaac gölgelerin içinden çıkıp Michaels 'ın karşısına dikilir. Michaels ondan korkmaz, ve Hannah'yı yalnız bırakması konusunda onu uyarır. Isaac, kıvılcım çıkaran bir elektrik kablosunu duvardan çeker ve ıslak zemine bırakır, böylelikle Michaels 'ı elektrik akımıyla öldürmüş olur.Daha sonra Isaac, Matt olduğu ortaya çıkan oğluna yaklaşır ve oğlunun onun mirasını devam ettireceğine olan inancından bahseder. Matt, yine de mutlu görünmemektedir. Gabriel, mısır tarlasında Isaac 'le konuşurken ortaya çıkan olaylardan ve kehanetten bahsederler Gabriel,eskiden kendi müritlerinin kendisini bir çarmıhta asması nedeniyle Issac ile alay eder.Bu arada Hannah sarhoş Matt tarafından arabasıyla yoldan çıkarılır. Matt ona bir kürek uzatır ve ona soyunun izini sürmesini söyler. Hannah, Rachel 'ın ölü çocuğunun mezarını kazmaya başlar. Kazarken, kanlı ceset bir ağaca tutunan başının tam üstüne düşer; Ancak, bu sadece bir yanılsamadır. Rachel onu devam ederse geri dönüşü olmadığı konusunda uyarır. Hannah, Rachel ona gerçeği söylerse gideceğini söyler. Rachel bunu reddeder. ve Hannah tabut açmaya hazırlanırken Rachel ona kehaneti anlatır: “Çocukların ilk doğan kızı, onun kim olduğunu bulmak için on dokuzuncu doğum gününün arifesinde geri dönecek ve Satırlar arkasında yürüyen uyanacak ".Hannah tabutu açar ve boş olduğunu görür. Rachel, Hannah 'nın çocuğu olduğunu onu korumak için ölmüş gibi gösterdiğini söyler. Hannah onu delilikle suçlar ve oradan uzaklaşır. Hannah, o gece mısır tarlalarında yürürken, etrafı çocuklarla çevrilir. içlerinden biri ona sakinleştirici enjekte eder. Hannah, yanan bir şenlik ateşinin etrafı tarikat üyeleri tarafından çevrili iken uyanır. Kafasına mısır kabuğu yapılmış taç koyarlar ve Matt 'e yaptıkları gibi eline kızgın bir demirle damga vururlar. Matt ile aralarında bir tür evlilik töreni yapmaya başlarlar, ancak Hannah kaçar. tarikat üyelerin onu yakalamaya. Matt 'in kız arkadaşı ise Hannah 'nın kaçmasına yardım etmeye çalışır, tarikat üyeleri tarafından köşeye sıkıştırılır ve yakalanırlar Gabriel tarikat üyesi gibi davranıp Hannah 'ı motosikletle mısır tarlasından çıkarır. Matt 'in kız arkadaşı o kadar şanslı değildir ve Isaac, Matt' e onu öldürmesini emreder. Matt ise bunu reddeder ve Isaac kızın kafasını elindeki palayla ikiye böler. Bu sırada Gabriel, Hannah' 'ı bir ahıra götürür ve yıkanmasına yardım eder. Ardından Gabriel, Hannah' 'ı öper ve sevişmeye başlarlar. Matt daha sonra ahırda belirir, Hannah ona annesini sorar ve herhangi bir cevap alamayınca annesini aramaya gider. Ahırda iken Gabriel, Matt 'e orijinal çocukların tüm tarım araçlarından oluşan koleksiyonunu gösterir ve Matt 'in kız arkadaşı ile birlikte olacağına söz verir ve ardından ahırı terk eder. Matt yere dik olarak koyduğu tırpanın üzerine kendini bırakarak intihar eder. Rachel, hastanede bodrum katında tutulmakta ve Cora onu döverek. Hannah 'ı vizyonlarıyla kendilerine doğru yönlendirmektedir. Hannah, koridorda, kendisini "sahte peygamber, koyun kıyafeti, öfkeli kurtlar!" diyerek uyaran Jake ile karşılaşır. Hannah çıldırmış olan Isaac ile yüzleşir Bu sırada Gabriel doğaüstü gücüyle Jesse ve Cora 'yı öldürür. Daha sonra Isaac ve Hannah 'ın bulunduğu bodrum katına gelir ve kendinin mısır çocuklarının ilk doğan erkek çocuğu olduğunu ve Isaac 'ın hakkını kendi oğlu lehine reddettiğini açıklar. Gabriel, Hannah 'ya Isaac 'i öldürmesini söyler ancak Rachel annesini dinler ve bunu yapmaz, Ancak Gabriel, Isaac 'i gücü ile birlikte havaya uçurur ve kendisinin başından itibaren her şeyi manipüle etmiş olan 'Satırların Arkasında Yürüyen' olduğunu söyler. bir borunun kırılmış ucuyla Isaac 'i öldürür. Rachel, Hannah'yı kaçmaya ikna etmeye çalışıp Gabriel 'i bıçaklar, sonra o ve Hannah hastaneden kaçarken Gabriel önce ölmeden önce "tohum çoktan ekildi" der. Gabriel birden iyileşir ve 'iyi performansı' hakkında yorum yaptıktan sonra, Jake 'i öldüren patlamalar başlar. Rachel ve Hannah daha sonra bir yolda yürüdüğü görülür ve film böylece sona erer.
Children of the Corn : 666 Isaac's Return (1999) Trailer
Children of the Corn 7 : Revelation (2001)
Children of the Corn Revelation Guy Magar 'ın yönettiği 2001 yapımı bir korku filmidir. Bu film Children of the Corn film serisinin yedinci filmidir. Filmin konusu : Uzun süredir bıraktığı telefon mesajları cevapsız kalan ve büyük annesinden haber alamayan Jamie adındaki bir kadın ona ne olduğunu merak ettiği için Omaha, Nebraska 'ya gider. Büyük annesinin yaşadığı apartmanın önüne geldiğinde aparmanın yanında bir mısır tarlası olduğunu fark eder.İçeri girdiğinde etrafta dolaşan iki gizemli çocuk dışında koridorların boş olduğunu görür. Dairesine vardığında büyük annesinin tahliye bildiriminde aldığını keşfeder. Alışveriş yapmak için bir yerel bakkala giden Jamie orada daha önce apartmanda gördüğü iki gizemli çocuğu görür.ancak bu çocuklar kimseyle konuşmaktadırlar.Dışarı çıktığında sokakta bir rahibi onu seyrederken görür. Ardından büyük annesinin evine geri döner:ve bina yöneticisi Jerry 'i sorgular. Jamie daha sonra bodrum katını inceler orada saksılarda yetiştirilen havuç ve domates ve benzeri mahsuller bulur. Nereden geldiği belli olmayan çocukların gülme seslerini duyduğunda oradan kaçar. Jamie 'nin karşısına tabancalı bir adam çıkar ve ona bodrumdan uzak durmasını söyler. Daha sonra apartmanda oturan iki kiracı ile karşılaşır. bunlar Tiffany adında striptizci.genç bir kadın ve tekerlekli sandalyeli yaşlı küfürbaz bir adamdır. Jerry çatıda bir barbekü yapacağını söyler Jamie 'yi davet eder. Çatıdaki Jerry közlenmiş mısırdan bir ısırık alır ve ağzı kan içinde kalır. Daha sonra ortaya çıkan gizemli iki çocuk tarafından kandırılıp çatıdan aşağı itilir. Jamie geldiğinde jerry 'i hiçbir yerde bulunamaz ve çatıdan aşağı baktığında aynı rahibi yine onu izlerken görür. Jamie o gece uyurken büyük annesinin demir yolunda bulunduğu garip bir kabus.görür. Ertesi gün, Jamie karakola bir detektifi görmeye gider. Araştırma sonucunda Jamie 'nin büyük annesinin eskiden bir çocuk hatip önderliğindeki çocuklardan oluşan bir tarikatın üyesi olduğu.ve bu tarikatın üyelerinin bir çadırda kendilerini yakarak intihar ettiği. Ancak Jamie 'nin büyük annesinin bu yangından sağ kurtulduğu ve şu an yaşadığı apartmanın da yangının olduğu arazi üzerine inşa edildiği ortaya çıkar.. Ayrıca Jamie'nin ebeveynleri de evde çıkan bir yangın sonucu ölmüştür. Bu sırada Tiffany küvette banyo yaparken bir çocuk ortaya çıkar ve küvetin içine birkaç mısır tanesi atar ve büyüyen mısırlar Tiffany 'i sarmalayıp boğarak öldürür. Detektif Armbrister ve Jamie daire 'ye varırlar ancak hiç kimse mısır tarlasında yatan Tiffany 'nin cesedini fark etmemiştir.Daha sonra tekerlekli sandalyeli yaşlı adam çocuklar tarafından saldırıya uğrar ve merdiven boşluğundan aşağı itilerek ve öldürülür. Bu sırada markette tezgahtarının kesik başı bir içecek soğutucunun içindedir.Sonrasında Jamie baba annesinin kayıp şapkasını giyen bir kız çocuğu görür. Jamie dairesin, geri döndüğünde kapı çalınır daha önce bodrum katta gördüğü tabancalı adam ona binadaki herkesin kaybolduğu ve kendisininde binayı terk edeceğini söyler. Adam kaçarken asansörde ona tuzak kuran çocuklar yüzünden korkudan kalp krizi geçirerek ölür. Çocuklar daha sonra vücudunu sürükleyerek oradan götürür.Rahip gelir ve Jamie 'ye Gatlin de olanlar hakkında açıklamada bulunur. Ona göre Safların, Ardında Yürüyen şeytandır Büyük annesinin çoktan ölmüş olduğunu ve o bölgeyi terk etmezse, onun da öldürüleceğini Jamie 'ye söyler. Rahip daha sonra onu bırakıp gider.Çocuklar Jamie 'yi rehin alır ve bodrum katına götürür. Abel ve diğer çocuklar da oradadır ve bodrum katı bir mısır tarlasına dönüşmüştür.Çocuklardan biri aslında Jamie'nin büyük annesi olduğunu onun sesiyle konuşarak ortaya koyar. Jamie oradan kaçar, fakat Abel onu önlemek için gücünü kullanır. Abel, Jamie 'den onlara katılmasını ister. Jamie teklifi kabul eder, ancak bu bir oyalama taktiğidir. Bir ateş yakıp gaz patlamasına neden olur, Abel, Jamie 'yi durdurmak için mısırları kullanır, ancak Jamie detektif tarafından kurtarılır. . Her ikisi de bina patlamadan önce kaçmayı başarır.Mısır tarlası yanar ve çocukların ruhları serbest kalır ve böylece film sona erer.
Children of the Corn 7 : Revelation (2001) Trailer
Children of the Corn 8 (2009)
Bu film 1984 yılında çekilmiş olan Children of the Corn filminin “yeniden düzenlenmemiş” ve yeniden çekilmiş halidir.Yönetmen Donald Borcher 1984 'deki orijinal filme büyük ölçüde sadık kalarak kendi bakış acısına göre filmi yeniden çekmiştir. Bu filmin kahramanları 1984 'deki filmden çok daha nefret dolu. Örneğin Vicki karakterinin filmde sempatik bir tek anı bile yok.Ayrıca, bu film sırf çocuk diye kötü karakterleri öldürmekten hiç çekinmiyor. Örnek olarak Burt 'un bir çocuğu bıçaklaması ve diğerinin boğazını kesmesi ,Vicki 'nin bir av tüfeğini ile çocuğu vurması gibi.Bununla birlikte görece biraz daha az sapkınca olan filmin sonuna yakın erişkinliğe ulaşmış iki çocuğun diğer çocukların önünde sevişmeseydi. kadın tutku çığlıkları atarken onları seyreden ergenlik çağındaki mısır çocuklarını gülmektedirler.Görünüşe göre bazı sahnelerden iki tane çekilerek film süresi biraz uzatılmış örneğin Vicki 'nin Burt 'u aramaya çalıştığı iki sahne çıkıp bir şeyi kontrol etmek istediği iki sahne, Isaac 'in sürüsüne vaaz veren iki sahne var. Burt 'un mısır tarlalarında koşarken flashback gördüğü iki sahne gibi. Bu durum süreyi uzatsa da kısa hikaye bir özelliğe katkıda bulunmuyor.
Children of the Corn 8 (2009) Trailer
Children of the Corn 9 : Genesis (2011)
Film genç bir çiftin arabasının çölün ortasında ıssız bir yolda kalmasıyla başlıyor.Filmde 10 kişi varsa bunlardan sadece beşi yetişkin Ancak film sadece karakterlere ve hikayeye odaklandığından diğer katil çocuk filmlerine göre daha yaratıcı bir bakış yakalanmış. Bu filme hayranlarını tatmin etmeyecek olsa da en azından utanç vermeyen iyi bir gerilim filmi diyebiliriz.Aslında, bu filmde diğerlerinden farklı olarak, Gatlin ve “Satırların Arkasından Yürüyen” e verilen sayısız referans olmasaydı, DVD için yeniden çekilen kötü bir çocuk filmi olduğunu düşünebilirdim.Tabii ki filmin kötü adamı da bir çocuk. Bu çocuğun telekinezi güçleri var ve hiç konuşmuyor, Yani filmde Isaac 'in ki gibi alışılmış gevezelikleri duymuyoruz. filmin sonunda diğer çocuklardan da birkaçını görüyoruz fakat pek bir şey yapmıyorlar.Bununla birlikte, film, neredeyse sadece tuhaf bir kasabada yardım isteyen genç bir çiftle ilgili olduğu için ilk başlarda remake gibi gözüküyor. filmin “Stephen King tarafından yazılan hikayeye dayanıyor” şeklinde tanımlanmasına çok güldüm, ancak yine de diğer devam filmleriyle kıyaslandığında orijinal hikayeye en yakın olanıydı.Filmde baş roller etrafta dolaşıp çocuklardan kaçmak yerine, bir evde çekiciyi beklerken başlarının gerçek zamanlı bir tehlikeyle dertte olduğunu biliyorlar.yönetmen psikolojik gerilim filmine daha yakın bir film yapmayı tercih ettiğinden çok fazla öldürmeye yönelmemiş.Bunun yerine film süresi ucuz ama etkili olan kişisel drama ile doldurmuş.Çiftte bir şey var biri yalan söylüyor, diğeri asla düz bir cevap vermiyor bu da gerginliğe neden oluyor ve olanak sağlıyor.“Neden sadece ayrılmıyorlar?” Sorusunun oldukça iyi bir cevabı var."Çocuk onları orada tutmak için gücünü kullanıyor." kaçma konusunda oldukça inatçı olan adam ayrılmayı başardıklarında ise ölüyor ve kadın ise bir şekilde aynı yere geri dönmek zorunda kalıyor.Ardından trajedi ve maneviyatın kafa karıştırıcı bir karışımı olan son bir sahne geliyor. Belki kağıt üzerinde daha anlamlıydı veya bütçe / süre için kesilmesi gereken bazı sahneler vardı.ama her iki şekilde de film için beslenen iyi niyeti biraz zedeledi. Temel olarak, düzgün bir finalle “İyi” derecesine yükseltilebilecek bir film "OK" filmi haline gelmiş.Bu film önceki filmlerde kurulan mitolojiyi ve zaman çizelgesini değiştirmenin yanı sıra "Satırlar Ardında Yürüyen"in bir ev sahibine ihtiyaç duyan bir tür parazit gibi gösteriyor.Elbetteki telekinezi gücüne sahip bir çocuk oraklı bir çocuktan daha korkutucu, ancak uzun süren bir serinin özünden bu derece uzaklaşmak ne kadar doğru düşünmek gerek.
Children of the Corn 9 : Genesis (2011) Trailer
Children of the Corn 10 : Runaway (2018)
Bu film muhtemelen serinin en iyilerinden biri.her ne kadar bunu belirtmek önemli olmasa da söylemek isterim bana göre bir seride sadece film yapmak için film yapılmamalı daha iyisini yapmak için çaba harcanmalı serideki bir filmin kötü olması izleyicinin seyir keyfini baltalayıp bütün seriye zarar veriyor. Bu film Children of the Corn film serisinin onuncu filmidir.Bu filmi John Gulager 'in yöneteceğini duyduğumda harika bir seçim olduğunu düşünmüştüm Gulager 'ın çalışmalarının hayranıydım ve aynı senaryodan bile daha iyi bir film çıkarabileceğini biliyordum ve öyle de oldu. Sonuçta yetenekli olduğunu ya da en azından diğer Dimension filmlerine göre daha iyi bir film ortaya çıkartığını söylemek abartı olmaz. Hakkını inkar etmeyelim neyse ki bu sefer senaryo da iyi bir film çekmek için uygundu.filmde referanslar o kadar azdı ki bir remake 'in doğrudan bir devamı gibiydi.Bu filmin kahramanı Ruth 'tur kahramanımız çocuğunu büyütmeye kararlıdır ve bunun için mısır tarlalarını ateşe verip kasabadan kaçar.Ancak olağan dışı geçmişinden dolayı sürekli bir iş ya da yaşanacak bir yer bulmakta zorlanır. Bir kasabaya geldiğinde her şey tersine döner tamirci olarak iş bulur ve çocuğuyla birlikte boş bir evde kalmasına izin verilir.eski yaşamından dolayı aslında olmayan gerçek dışı şeyler görmektedir bir gün varlığından emin olamadığı tuhaf bir küçük kız görmeye başlar. Kız tarikat üyesi midir? Bu öldürüyor mu? Yoksa garip davranmaya başlayan aslında oğlu mu? Cevaplar, daha önce birkaç kez korku filmi izleyen hiç kimseye şaşırtıcı gelmeyecek, ancak beklenmeyen şey Children of the Corn 'da böyle bir şey görmekti.Bu yüzden serideki diğer filmler gibi izleyicide kötü bir tat bırakmıyor.Diğerlerindeki gibi doğaüstü bir tahrik bile yok; Filmin çoğu Ruth 'un oğlu için normal bir yaşam sürdürme mücadelesine odaklanıyor örneğin oğlunu okula göndermek istiyor, ancak sabit bir adresi olmadığı için kayıt yaptıramıyor. Filmde korkunç olaylardan kurtulmuş olsa da korkunç geçmişinden kaçmaya çalışan bir kadın görüyoruz. iyi bir karakter draması ve geniş ekranda seyretmek için güzel öldürme sahneleri var; Bir tek garajın içindeki işlenen cinayet sinir bozucu kurban hayatta kalma şansı için umut verecek kadar çok çaba harcıyor. Kötü çocuklar hakkında bir filmi yeniden izlemek isteyen izleyicileri yetişkinlere odaklanan ve psikolojik olarak tahrik edilen bir filmle karşı karşıya getirmek başlı başına dahiyane bir fikir.